[dropcap]B[/dropcap]iliyoruz, pandemi ile birlikte eve hapis olmak sizi de bunalttı. E puzzle yap, kitap oku, sosyal medyada gez nereye kadar? Siz de kültürlenmek ve oturduğunuz yerden sınırları aşmak istiyorsunuz. Bu isteğinizi yerine getirmeniz ise hiç bu kadar kolay olmamıştı. Nasıl mı? Elbette İstanbul oyuncak müzesi sanal gezi ile!

İstanbul Oyuncak Müzesi Hakkında

23 Nisan 2005 tarihinde kurulan İstanbul Oyuncak Müzesi’nin kurucusu, ünlü şair ve yazarlarımız arasında yer alan Sunay Akın’dır. İçerisinde 1700’lü yıllarda üretilen ve günümüze kadar ulaştırılan en gözde oyuncakların yer aldığı müze, tarihi bir köşk içerisinde konumlandırılmış durumdadır.

Hayata farklı bir pencereden baktığı bilinen ve her zaman sınırların ötesinde düşünen Akın, bu yönü ile çoğumuzdan daha fazla gerçeği görme becerisine sahiptir. Müzede yer alan oyuncakların yirmi yılı aşkın sürede, 40 farklı ülkeden toplanması bunun göstergesidir. Nasıl mı? Akın’ın, antikacılardan, açık arttırmalardan satın aldığı oyuncakların bir sebebi vardır. İnsana, insanın tarihini farklı bir yöntem ile göstermek! Bu tarihi ve değişimi göstermenin en kalıcı yolu ise, budur.

Oyuncak müzesi sanal gezi ile görülecek oyuncakların tarih ile bağlantılarını şu örnekler ile açıklamak mümkündür;

• Müzede uzay oyuncaklarının sergilendiği bir bölüm vardır. Bu bölümde biz insanların aya ulaşma çabası yer almaktadır.
• Bir diğer bölümde birbirinden farklı tren oyuncakları vardır. Bu oyuncaklar ise sanayi devrimini hatırlamamız için müzeye konmuştur.

Yani günümüzde yalnızca çocuklara hitap edildiğinin düşünüyor olması oldukça yanlıştır. Tarihini bilmek isteyen, ilgisi bulunan herkesin müzeyi ziyaret etmesi gereklidir. Müze, bir şair tarafından açılmasına karşılık, bir sahne sanatçısı tarafından tasarlanmıştır. Bu yönü ile de mevcut algıları yıktığını söylemek mümkündür. Çünkü bu durum, dünyada bir ilki teşkil etmektedir.

Tüm Kuşaklar Bir Arada; Hiç Bu Kadar Yakın Olunmamıştı!

İstanbul oyuncak müzesi sanal gezi, bütün kuşakları kapsayan bir aktivitedir. Çünkü müzede, eski tarihli oyuncak çeşitleri de bulunmaktadır. Çocukların büyülendiği bu aktiviteyle, büyüklerin de kendi tarihlerine yolculuk ettiklerini söylemek mümkündür. Öyle ki, müzeyi ziyaret edenlerin “Bu bende vardı!” demeye her an yatkın olmaları muhtemeldir.